Misyon:

Gerçeği gün ışığına çıkarmak.

Vizyon:

Bu bilgi ile kendimizi özgürleştirmek.

Sorular ve cevaplar aracılığıyla bunun açıklaması:

Soru:

Özgürlük mü? Biz özgür değilmiyiz? Burada hangi özgürlükten bahsediliyor?

Cevap:

“Çoğumuzun ‘özgürlük’ olarak gözlemlediği sadece bir illuzyon. Ancak ne zaman bu ‘özgürlüğün’ sınırları ile karşılaşırsan o zaman bunu anlayabilirsin. Bazı istemediğimiz şeyler bize zorla yaptırılıyor. Ve istediklerimizin çoğuna izin verilmiyor. Daha fazla mevzuat ve düzenlemeler yüzünden bizim özgürlüğümüz giderek kısıtlanıyor. Biz bir yandan büyük ölçüde sınırlanıyoruz ve diğer yandan acımasızca zorlandırılıyoruz. Bu kesinlikle hakiki özgürlük değildir. Ancak çoğuları kendilerini özgür sanır çünkü bu kişiler yanıltılmışlardır.”

Soru:

Yanıltmamı? Kimler tarafından?

Cevap:

“Çoğuları yöneticiler, akademisyenler, din adamları, doktorlar, gazeteciler, hükümet yetkilileri ve diğer ‘uzmanlar’ tarafından yanıltılıyorlar. Buna düzenli- veya ana akım-yanıltma diyebiliriz. Buna ek olarak alternatif- veya alt akım-yanıltma vardır. Burada kanalcıları, guruları ve diğer ‘uzmanları’ düşünebilirsiniz. Aklınızda bulundurun ki bu insanların hemen hemen hepsi (hem ana akımdan hem de alt akımdan) sözde yöneticiliklerini iyi niyetli sunuyorlar veya zorluyorlar. Bunlar sadece kendi sınırlı bilinçlerinin farkında değillerdir. Bu nedenle diğer insanlar tarafından yönetilmek herkes için son derece akılsızcadır. Mantıklı insanlar kendilerini yönetir. Ve bunu kendi bilgilerini geliştirerek yapıyorlar. Buna ek olarak her yeni enformasyon parçasının doğruluğunu araştırıyorlar. Ne zaman bunun doğru olduğunu görürlerse, hissederlerse ve/veya anlarlarsa, ondan sonra bu bilgileri şimdiye kadar birikmiş olan bilme bütünlüğün içine birleştirirler. Bazen bu eski bilgilerin revize edilmesi veya değiştirilmesi gerektiği anlamına gelir. Ancak bu tamamen normal bir bilgi geliştirme sürecidir. Buna ilerleme anlayışı denir. Sadece akılsız kişiler inatla eski görünümlerine yapışık kalır.”

Soru:

Pateo.NL’deki enformasyon yanıltıcı mı?

Cevap:

Pateo.NL tarafından sunulan enformasyonu ilk önce kendin tahlil etmezsen ve basitçe eleştirmeden onaylarsan, o zaman Pateo.NL’de de yanıltılma riskine uğrarsın. Sadece tembel, bilinçsiz insanlar sunulan ‘gerçeği’ eleştirmeden yutarlar. Daha fazla çelişkili sözlerin ve artan karışıklığın olduğu bu Babil dönemde eleştirmemek -özellikle ‘hakikat’ hakkında- düpedüz akılsızcadır.”

Soru:

Pateo.NL’deki enformasyon insanların çoğuna çok zor değil mi?

Cevap:

“Kitlesel yanıltma yüzünden çoğu insanlar giderek aptallaştı. Çoğuları bilir kaslar yeterince kullanılmadığı taktirde güçsüzleştiğini ve gerilediğini. Ancak bu aynı şekilde bizim beynimiz (veya aslında beyinlerimiz) için de geçerlidir. Pateo.NL’de bilginin videolar, makaleler ve e-kitaplar aracılığıyla mümkün olduğunca erişilebilir olarak sunulması için çalışılıyor. Bunu takip edebilmek için senin beynin zayıfsa, o zaman zihinsel zindeliğinin çalıştırma zamanı gelmiştir: Beynini eğit. Ayrıca eğitimsizken bir dağa tırmanamazsın. Bu hayali gerçeklikten kendini özgürleştirmek istiyorsan, o zaman kendi gücünle bilgi dağının tepesine varmalısın. Pateo.NL’deki enformasyon sadece bazı geçilebilir yollar gösteriyor. Ama Pateo.NL bu tırmanışı senin yerine yapamaz. Ve bir tırmanış videosu izlemek kendinin bu tırmanışı yapmaktan çok farklı bir şeydir. Aslında tepe görünümü bile iyi çekilemiyorken, bırakın bununla birlikteki o duygu çekilsin.”

Soru:

En yanıltıcı web siteleri hangileri?

Cevap:

“Öncelikle yanıltmanın varlığı yoktur. Asıl kendi kendilerini yanıltan insanlar vardır. Sorumluluk her zaman ve sadece bir insanın kendisindedir. Ancak birkaç pratik usuller verilebilir (bu Babil dönemlerde) anlamlı ve anlamsız arasındaki bu (bireysel) ayırımı yapmak için:

• Bu doğrulanabilir gerçeklere dayalı mı? Eğer değilse, o zaman büyük ihtimalle anlamsızdır. Bu arada bununla biz objektiflik gibi bir şeyin varlığını düşünmeyelim. Sadece sübjektif algılar vardır. Kolaylık uğruna bunların en ‘sertlerini’ gerçekler olarak değerlendirelim.
• Bu bana iyi bir his veriyor mu? Bizim ruh halimiz, hislerimiz ve duygularımız geridönüm sinyalleri olarak görev yapmaktadır. Bunlar pozitif ise, o zaman içsel enerjilerimizin yükseldiğini biliriz. Bunlar negatif ise, o zaman bizim içsel enerjilerimiz düşer. Bazı bilgiler sana iyi bir his vermiyorsa, bunlar o zaman belli ki sana yönelik değildir.
• Büyük resmi görmek yardım eder mi? Bir fili mikroskop aracılığıyla incelediğimizde bundan iyi bir görüntü elde etmemiz oldukça zordur. Uzaklaşırsak, çogu zaman bağlantıyi çok daha iyi görebiliriz.

En yanıltıcı web sitelerinin bir listesi yerine en yanıltılmış insan gruplarının bir özetini verebiliriz. Bunların ilk 3’ü:

• Bir dine, üniversiter ‘bilime’, (haydut) hükümete, hanedana, politikaya, ana akım-medya aracılığıyla sunulan haberlere ve/veya düzenli hasta bakımına körce inanan insanlar.
• Eleştirmeden Yeni Çağ-hikayeleri kabul eden insanlar, kanal mesajlarına körce inanan insanlar ve/veya tüm birinci gruba ait olmayan insanların (önceki sıralamayı gör) hepsinin ‘uyanık’ olduğunu zanneden insanlar.
• Mizah duygusu olmayan insanlar (ayrıca bu üçüncü grubtaki insanlarla yüksek derecede önceki iki gruplarda da karşılaşılabilir).”

Soru:

Mizah neden önemlidir?

Cevap:

“Mizah özgürleştiricidir. Bizim içimizdeki sıkışmış şeyleri tekrar gevşetmeye çalışır. Mizah enerjileri tekrar serbestçe aktırır. Ne zaman kendimize gülebilirsek mizah en özgürleştiricidir, veya içinde bulunmakta olduğumuz tesadüfen gelen duruma. Özalay kendimizi özgürleştirmek için yardım eder, sarkazm etmez. Mizah göreceliliğini idrak ediyor:

Ne bizim için daha önemlidir? Güneş mi yoksa ay mı? Doğru cevap güneş değildir, çünkü sonuçta gece ışığa gündüzden daha fazla ihtiyacımız var!”